29 Ocak 2008 Salı

OCAK Sayımızda Yer Alan Bazı Konu Başlıklarımız

Niğde Gelişim Dergisi Ocak Sayısı Kapak


Yavuz Donat'la Söyleşi/ M. Başaran Öztürk

“Aynaya baktığım zaman geldiğim yeri görürüm.”
Yavuz Donat, bilindiği gibi hayatını gazetecilik mesleğine adamış saygın bir gazeteci ve ülkemizin önde gelen yazarlarından birisidir. Kendisinden dergimiz için bir söyleşi talep ettiğimizde, sağolsun yoğun temposuna rağmen bizi kırmayarak kabul etti. Tabii ki, Yavuz Bey’i bulmuşken genel olarak ülke meselelerinin yanı sıra, kendisinin bir Niğdeli olması hasebiyle Niğde üzerine de konuşmamak olmazdı…
— Yavuz Donat kimdir?
Ben, Niğde’nin Bor ilçesi’nden Haleplioğlu Mehmet Emin Efendi ile Selamoğlu Ailesi’nden Hadiye Selamoğlu’nun dört çocuğundan birisiyim. Kökenimiz Niğde, Bor.
Devamı Ocak sayısındadır…

Mevlana ve Mesnevi/ Prof. Dr. Emine Yeniterzi

Kültürümüzün evrensellik kazanmış seçkin isimlerinden biri olan Mevlâna(1207- 1273), çok yönlü dâhi bir insan; mutasavvıf, mütefekkir, bilgin, şair, eğitimci, evrensel bir sevgi eri ve gönül sultanıdır. Eserleri; din, tasavvuf ve ilim süzgecinden geçirilmiş, sevgi ile harmanlanmış, sonuçta zaman ve mekânla aşınmayan türden düşüncelerle sağlam bir yapı hâlinde inşa edilmiştir. İnsanoğlunun çağlar boyunca üzerinde tartıştığı konulara çözümler sunan tavsiyeleri; örnek insan ve huzurlu toplum arayışına ışık tutacak mahiyettedir.
Mevlâna; benzerine az rastlanan eşsiz bir sanatkâr, büyük bir şairdir. Buna rağmen, hiç bir zaman kendisini şair olarak görmez. Onu şiir yazmaya sevk eden husus, şiiri bir eğitim aracı olarak kabul etmesidir. Anadolu Türklerinin; zarif, güzel söz söylemekten hoşlanan, zevk sahibi ve şiire ilgi duyan insanlar olması; onun, öğütlerini şiirin altın tepsisi içinde sunmasına neden olmuştur. Bunu çocuğun hastalanınca şurup içmesi gerektiği ancak şuruptan hoşlanmayan çocuğa doktorun o şurubu şerbet sürahisiyle vermesi ve çocuğun şerbet zannıyla ilacı içip sağlı­ğına kavuşmasına benzetir. Devamı Ocak sayısındadır…

Niğde Mutfağı/ R. Zuhal Öztürk

AYVA BORANASI
Ayva Boranası ilimizde ayvaların olgunlaşmasıyla yapılmaya başlanan geleneksel bir yemeğimizdir. Yapılışı da oldukça kolaydır. Pek çok hastalığa iyi geldiği bilinen ayva ile yapılan bu yemek besin değeri açısından da son derece yararlıdır.

6 Kişilik Malzeme:
5 Adet orta boy ayva
½ kg. Orta yağlı pirzola veya kuşbaşı et.
1 Çay bardağı pekmez
1 Çay bardağı tozşeker
3–4 Su bardağı ile su
1 fiske tuz
Yapılışı:
Ayvalar yıkanıp, dış kısımlarındaki pamuksu madde elle ovularak temizlenir. Yıkanıp temizlenmiş ayvalar dört parçaya bölünerek, iç kısmının çekirdekleri ve ortadaki sert kısımları ayıklanır. Orta kısmı alınmış ayva dilimleri büyüklüğüne göre kuşbaşı şeklinde 3–4 parçaya bölünür. Dilimlenen ayvalar kararmamaları için soğuk suda bekletilir.
Diğer taraftan etimiz hafif tuzlanarak ateşe konur ve etler suyunu çekip, pembeleşinceye kadar kavrulur. Kavrulan etlerin üzerine 3–4 su bardağı sıcak su, pekmez ve şeker ilave edilip kaynamaya bırakılır. Etlerimiz hafif yumuşamaya başladığında daha önce hazırladığımız ayvalarımız ilave edilir. İsteğe bağlı olarak biraz limon suyu da eklenebilir. Ayva ve etler pişip, yemek hafif suyunu çekip kıvamlanınca ateşten alınır. Bir müddet demlendirildikten sonra servise hazırlanır.
Yeni bir lezzet pınarında buluşmak dileğiyle, Afiyet olsun…

BOP, Kuzey Irak ve PKK/ Nafiz TOK

11 Eylül 2001’de Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) yönelik olarak yapılan saldırılardan sonra, ABD’nin kendisine yönelik İslam ülkeleri kaynaklı terörü önlemek için “Büyük Ortadoğu Projesi” olarak adlandırılan bir planı uygulamaya koymak istediği artık herkesçe biliniyor. Büyük Ortadoğu Projesi Fas’tan Afganistan’a kadar otuza yakın ülkenin siyasal rejimlerinin “demokrasi ve insan hakları temelinde barışçıl rejimlerle” değiştirilmesini içeriyor. Bu söylem BOP’un hedeflerinin siyasi olduğu izlenimini veriyor.
Gerçekten de BOP’un açıkça ifade edilen hedefleri hep siyasidir. Temel hedefi, Liberal-Demokratik Batı medeniyetinin siyasal ve toplumsal değerleri ile çatışan değerlere sahip olan ülkeleri “hizaya getirmektir”. Devamı Ocak sayısındadır…

Biyo Çeşitlilik ve Bolkar Dağları/ Yrd. Doç. Dr. Ayla Karataş

Bu yazının amacı ülkemizin ve kendi bölgemiz olması nedeniyle Bolkar Dağlarının, biyolojik zenginliğinin altında yatan nedenleri ve biyolojik zenginliğin önemini topluma fark ettirmektir. Bu nedenle terimler konusunda az da olsa bilgi vermek, sıkıcı olmasına rağmen zorunludur. Çünkü tüm bunları bilmeden Bolkar Dağları hakkında biyolojik bir değerlendirme yapmak, biz buralara insanoğlu olarak gelmeden bile var olmuş olan ve bizden sonra da var olacak olan o güzelim ve devasa sıradağlara haksızlık olur.
Devamı Ocak sayısındadır…

Beyaz Perdede Atatürk/ Namık Kemal Yaşar

Atatürk konulu bir film ile ilgili yazı yazmam istendiğinde, önce işimin kolay olacağını düşündüm. Yazım tek cümleden oluşacaktı : “ Bugüne kadar Atatürk’ü her yönüyle anlatan doğru dürüst bir film, hatta tek bir film bile yapılmamıştır.” Sonra bu bana mutsuzluk verdi ve neler yazabilirim diye düşünmeye başladım.
Siyasetçi, asker, yazar olan popüler başka isimlerin özgeçmişlerini anlatan filmleri aklımdan geçirmeye başladım. Şu karara vardım: Hiçbir köklü tarihi geçmişi olmayan ABD, kısacık tarihindeki birkaç ismi anlatan başyapıtlar ortaya çıkarmayı başarmıştı. Bu konuda İngiltere de onunla yarışacak düzeydeydi. General Patton, Malcolm X, Nixon, JFK ABD’nin sinemada gururu oldular. Gandhi, Elizabeth, Kraliçe (The Queen), Aşık Shakespere de İngiltere’nin belli tarihi dönemlerini anlatan kazanç unsurlarıydı. Fransa, Almanya, Japonya gibi ülkeler de sayıca az da olsa, tarihlerindeki önemli isimleri sinemada her yönleri ile yansıtmaktan çekinmediler.
Devamı Ocak sayısındadır…

Kimyası Bozulmamış Aşklara/ Yalçın Afşar

Sıradan bir gün yaşayıp, işinize gidiyor olabilirsiniz, bir yolculuğa çıkıyor ya da alışveriştesiniz. Yani günlük yaşamınızı değiştirecek herhangi bir planınız yok veya siz öyle sanıyorsunuz. Herhangi bir yerde, belki de ummadığınız bir anda, karşı cinsten tanımadığınız, o ana kadar hiç görmediğiniz biriyle göz göze geliyorsunuz. İşte bu bakışma sizin hayatınızın bundan sonraki kısmını değiştirecek. Değiştirecek diyorum, çünkü siz farkında değilsiniz belki ama artık âşıksınız. Bu verdiğimiz örnek değişebilir, bu ilk görüşte değil de zamanla da hissedilebilir. O zamanda adı ilk görüşte aşk değil de, geç kalınmış aşk olarak yorumlanabilir. Adı nasıl olursa olsun ortada değişmeyen somut bir gerçek vardır; o da âşık olduğunuzdur…
Devamı Ocak sayısındadır…